sayfalar

10 Ağustos 2009

Annem Söylemişti


Annem söylemişti…
Annem hep derdi zaten…

Bu aralar, olmayacağını bildiğim bir şeyi deli gibi istiyorum… Bunun yokluğunu çekeceğimi söylerdi zaten annem hep… Bir kız kardeş ya da bir abla. “yeri ayrıdır” derlerdi. Öyleymiş… Eve gidip de odama kapandığım zaman hiç sahip olmadığım o sesi arıyorum. Heyecanla bir şeyler anlatmak istiyorum ya da odasına izinsizce dalıp boynuna sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum. O bir kardeş hem de kız! Hiçbir şey anlatmasam da anlar nasıl olsa halimden. Canımın sıkkın olduğu zamanlar minnetsizce bütün vaktini bana ayırmasını isteyebileceğim bir kız kardeş.

Geceleri evde herkes uyuduktan sonra balkonda karşılıklı kahve içebileceğim, derdini dinleyip dert anlatabileceğim biri. Aklımıza esen her gecede pijama partisi yapabilme özgürlüğü:).

Dört kız kardeşi olan annem derdi hep “bir kızın kız kardeşi olması farklıdır” diye. Her şeyde olduğu gibi tek olmayı seven ben itiraz edip “ben halimden memnunum, çekemezdim bir kızı daha” derdim hep.

Evimizde bir abla istiyorum, vaktini bana ayıracak, gerektiğinde benim vaktimi çalacak… Kıyafetlerimiz karışacağı, kavga edeceğim ama gecenin bir vakti elimde kahve gözümde yaşla uykusunu rahatlıkla bölebileceğim bir abla…

Annem hep der zaten…
Neden annem hep haklı çıkar ki zaten…

9 Nisan 2009

kıskanç değilim ki...


Ben kıskanç biri değilim ki… Kıskanmak benim tabiatımda yok. Her olaya ve her gelişmeye içtenlikle gülümseyerek bakar, herkes adına mutlu olabilirim.

Şu ayrımı yapmak gerekir ama “sevdiğini kıskanmak” bu tezime dâhil değil elbette. Gerektiğinde kıskançlıktan tırnaklarını çıkartmış bir kediye, dahası pençelerini hazırlamış bir pantere de dönüşebilirim…

Ama benim kurduğum hayallere benden daha az çaba sarf ederek kavuşanları neden kıskanayım ki?

Benim sindire sindire çıkmaya çalıştığım merdivenleri, bir başkası gelip beni omzumdan itekleyip 3’er 4’er tırmanmışsa ne olur ki sanki? Ya da ben sessiz sessiz ağlarken sevinç çığlıklarıyla biri yanımdan sıyrılıp geçince neden içimi kemirsin ki kıskançlık duygularım…

Vermek istediğim haberleri, bir başkasından duyunca damarım neden atmaya başlasın…
Allah aşkına ben kıskanç biri miyim?

Elbette kıskanç biri değilim. Kafa kafaya vermiş gelecek hakkında benim de kurup kavuşmak için terler döktüğüm bir hayale benden önce kavuşan ve bunun hakkında konuşan iki can ciğer arkadaşımın muhabbetini durmadan iş sorarak keser miyim hiç?

Ben kıskanacak değil, kıskanılacak biriyim…

Öyle eften püften şeyler bana böyle bir yazı yazdırtamaz ki…

Dedim ya kıskanmak benim tabiatımda yok:)

3 Nisan 2009

BENİM PERDEM

PERDENİN KAHRAMANLARI

Ne güzel olurdu değil mi bir çığlığımızla yanımızda bitiverecek bir kahraman? Gücünden şüphe etmeyeceğimiz, her işin üstesinden gelen, nerede ve ne zaman olursa olsun bizi yalnız bırakmayacağını bildiğimiz bir süper güç…

Ya da bir kahraman olabilmek güzel olmaz mıydı? Herkesin imdadına yetişebilecek, hayallerini süsleyecek, gizemiyle dikkatleri üzerine çekecek ve hakkında efsaneler anlatılacak bir süper kahraman…

Herkesin bir kahramanı vardır elbette… Bu kahramanlar bir zamanlar çizgi romanlarda boy gösterirken sonraları beyazperdede hayranlarının karşısına çıkmaya başladı.

Örümcek adam, süperman, batman, zorro ve spirit bunlardan birkaçı.

Çok küçük farklılıkları olsa da hepsinin amacı aynı; kötülerin karşısında, iyilerin yanında olmak.

Kahramanlarımızın maskeleri ya da kostümleri olmazsa olmazlarıdır. Süpermen ne olursa olsun bir kulübeye girip kostüm değiştirmeden gidemez hiçbir yere. Kostümleri olmasa bile Zorro, spirit ve batman gibi kahramanlar yüzlerini maskeleriyle mutlaka gizlerler.

Kahramanlarımız çift kişilikli bir hayat yaşarlar. Günlerinin “kahraman” olmadıkları zamanlarında bir kahramana oldukça tezat düşecek özellikleri vardır. Örümcek adam ve süperman, maskesinin altında kendine güveni olmayan biri, zorro bir sokak serserisidir. The spirit bu açıdan farklılık gösteren bir kahramandır çünkü o maskeliyken de maskesizken de bir dedektiftir.

Süper kahramanların süper güçlerine gelince, en önemlisi uçmalarıdır. Uçamasalar bile yükseklere tırmanmaktan, çatıdan çatıya atlamaktan asla çekinmezler. Korkusuzdurlar. 6. hisleri çok kuvvetlidir nerede bir olay var hemen hissederler. Her imdat sesine yetişirler.

Süper kahraman olmak aşka engel değil elbette. Her kahramanın uzaktan uzağa sevdiği, kimliğini gizlemek zorunda kaldığı bir kadın vardır. İzleyicilerin “ne şanslı” diye düşündükleri kadınlar kimi zaman bu “şans”ın farkındayken kimi zamansa haberleri bile olmaz…

Kahraman… Aslında kendi kahramanını herkes kendi belirler. Bir düşünsenize, sizin de içinizde gizli tuttuğunuz bir kahramanınız yok mu?

Belki de farkında değilsiniz, kahramanınız yanıbaşınızdadır...
Ya da farkında olmadan 'bir'inin kahramanısınızdır...

28 Mart 2009

BEYAZPERDE








Kucağında bir bebeğin, sevdiğin adamın ve kızının babasının ölümünü izlemek… Bunların hepsini aynı anda, aynı kişide izlemek…

Benjamin Button’ın tuhaf hikayesi…

İzlenmesi fakat asla empati yapılmaması gereken bir film…

Muhsin Yazıcıoğlu


Ve başımız sağolsun…

Elim bir türlü yazmaya gitmedi. Ne zaman otursam bilgisayarımın başına hep bir bahane buldu yüreğim, kalktım ve erteledim bu yazıyı…

Belki de olmasını istediğim son ama tek umut gerçekleşiverir diye “biraz daha bekle” dedim kendime… Olmadı… Ama olmadı…

Her son dakika haberinde küt küt attı yüreğim… Başlıklar belirdi gözümün önünde, spikerin mutlu, heyecanlı yüzünü hayal ettim… Hayaldi ama hepsi. Gerçekleşemeyecek bir hayal…

“Enkaz bulundu” haberini verdiler önce. “İyi haberi mi istersin önce kötü haberi mi” diye sormadan “enkaz bulundu” müjdesini verdiler. Televizyonun başına toplandık. İlginçti o an hissedilenler. Bir gün öncesinde “vefat etmiş” olması ihtimalinin üzerine, yayıncılıkta “önceliği” yakalamak için bir “muhsin yazıcıoğlu” dosyası tüm çalışanlar seferber edilerek hazırlanmıştı bile. Arşivi didiklemiş, tüm programcılardan yapılan röportajları toplamıştık. Vtr hazırdı. Televizyonun önünde son dakika haberini izliyorduk. Yüreğimizde “yaşıyor” haberini almak geçerken elimizde “başımız sağolsun” kaseti hazırdı. O an o vtr yi hazırlamak için yapılan tüm çabaların boşa çıkmasını tüm çalışanlar yürekten istiyorduk!!

Ama takdir-i ilahi… Kaset akşamına yayına girdi…

Başımız sağolsun…

Bir güzel yürek daha daimi âleme göç etti… Rabbim mekânını nur eylesin…

19 Mart 2009

TUT ELLERİMDEN


Sırat'tan incedir sevda köprüsü
Beraber geçelim tut ellerimden.
Niyet ak güvercin, vuslat gökyüzü
Beraber uçalım tut ellerimden
*****
Gönüldeki birlik kalkandır dışa
Aldırma ayaza, yele, yağışa
Giden ilkbahara, gelecek kışa
Beraber göçelim tut ellerimden.
*****
Birleşmek üzredir şafakla gurûp
Korku beklenilmez kapıda durup
İster zehir olsun, isterse şurup
Beraber içelim tut ellerimden.
*****
Çağır hayallerin en ötesini
Yakından duyarsın aşkın sesini
Sonsuz mutluluğun penceresini
Beraber açalım tut ellerimden.
*****
Hatırla kaybolan hatıraları
Elmastan ışıklı, altundan sarı
Zaman tortusundan işte onları
Beraber seçelim tut ellerimden.
*****
Şüphe "başlangıç"tır, karar "nihayet"
Zamanı zamana etme şikayet
Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet
Beraber kaçalım tut ellerimden.
...Abdurrahim Karakoç...

16 Mart 2009

BEYAZPERDE

oscar ödülleriyle ilgili bir dosya hazırlarken epey söylenmiştim "aynı filme bu kadar ödül verilir mi canım? iyice suyunu çıkardılar" diye...


hatta öyle ki, o dosyayı yapmak zorunda olmasam oscar törenini protesto amaçlı olarak ilgilenmeyecektim haberleriyle... ( bu durum tavşanın dağa küsmesinden farklı olmasa da kararlıydım:) )



ne de olsa hepi topu bir bilgi yarışmasında herşeyi bilebilen bir çocuğun hikayesiydi... ne aksiyon vardı ne de hayret ettirecek efektler...



ama yine de merak işte... filmi izlemeden duramadım. bahanem de hazırdı "filmin müzikleri filmi izlemem için beni çekti:)" (şaka maka cidden müzikler harika)



velhasılı kelam MİLYONER'i bir solukta izledim:) sonunda tatlı bir huzur, yürek dolusu bir cesaret ve gözlerimde bir iki damla yaş vardı...



sonunda gördüm ki ödüllerin ne için verildiğini anlamaya çalışmam boşaçabaymış... hissetmek gerekiyormuş...



teşekkürler Danny Boyle ve Loveleen Tandan

Related Posts with Thumbnails