Tatile çıkmak ister ya insanlar…
Hele hele bazen “tatile çıkmam lazım” ifadesine gelecek kadar bunalır insan. Zanneder ki uzaklaşıp, kafa dinleyip, bambaşka şeylerle ilgilenip şehre dönünce her şey sihirli değnek değmiş misali bambaşka olacak…
O çıkılması şart olan tatillerin arkasında hayata dönüşte yaşantının “milad”ları yaşanacak zannedilir.
Kocaman umutlarla hazırlanan bavula dönüşte hayatın sürprizlerini koymak için yer de bırakılır.
Kimi bütün yaşanılanlardan uzak kalmak için hiç boş, yalnız kalmaz; gezer, eğlenir hatta dağıtır. Kimi ise rafları, çekmeceleri düzenlemek için hep sakindir ve hep kendiyledir. Düşünür, hesaplaşır, plan yapar ve karar verir.
Dönüşte kim ne kazanır belli olmaz. Sonuçtaki kar zarar grafiği genellenemeyecek kadar değişkendir.
Umutla hazırladım ben de bavulumu, hayatın vereceği sürprizlere de yer ayırmayı unutmadım tabi… Zihnimde bir sürü dosya, alınacak kararlar, toparlanacak raflar ve çekmecelerle çıktım yola… Önce dinlenmek lazımdı tabi; sağlam kafa sağlam vücutta bulunuyordu çünkü.
Kendimi biliyordum! Hem dağıtıp her şeyden uzaklaşmaya ihtiyacım var hem de kendimle kalıp hesaplaşmaya…
Şehrimden tamamen uzaklaşıp tatil il sınırları içine girince “gel bakalım” dedim kendime. “görülecek birkaç hesabımız var”:)
Konuştuk uzun uzun günlerce… Sebepler sonuçlar döküldü ortaya. Sonra itiraflar başladı. Hasretin su yüzüne çıkardığı hisler göründü. Yüreğe cesaret, gözlere umut doldu.
Çıkarılacak sonuç aşikâr ortadaydı. Raflar düzenlenmiş, çekmeceler toplanmıştı…
“O zaman” dedim, “dağıtmaya hak kazandın” tadını çıkart…
Gidiş yolunda yorgunluktan kapanan gözler, dönüş yolunda huzurla kapandı. Bekleyen heyecanlara hazırlanmak için dinlendi bol bol…
Valizimdeki her şeyi tatil il sınırları içinde bırakıp, valizimi sürprizlerle doldurdum… “Milad” ın kokusu burnuma gelmeye başlamıştı bile…
Ve işte…
Ey Hayat!!
Ben geldim:))))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder