LaLe~ZaR
2 Ağustos 2011
Hayrlı Ramazanlar
Tüm Müslüman alemine hediye edilmiş sevinç ayıdır. Herşey Ramazan’a özel yapılır. Öncesinde Ramazan temizliği, buzluğa atılan Ramazan yemekleri, sahurluk börekler, iftariyelikler… Ramazan’da misafir planları, her gün, her hafta sonu dolu dolu geçer geceler… Teravih namazları ayrı güzelliktir. Tüm yıl neredeyse yan yana gelmeyen mahalleli camide bir araya gelir. Selamlaşmalar, hal hatır sormalar, bir yerde tüm yılın vefa borcunu ödemeye çalışırlar birbirlerine. Hele hele o ramazan pidesinin tadı yok mu? Başka zaman yesem bu kadar tarifsiz bir lezzet alamıyorum:)
Hava bile farklı kokar bu ayda. Bir gece Teravih namazı için çıkın evden ve havayı çekin derin derin. O farklı kokuyu siz de fark edeceksiniz…
Bu ay bereket ayı… Bu bereketten nasiplenmemek çok büyük kayıptır… Allah herkesi bu Mübarek Ay’da hayrlarla karşılaştırsın…
Hayrlı, sağlıklı, huzurlu Ramazanlar…
25 Temmuz 2011
Geçen Zaman
Çabuk geçiyorsa zaman tadına doya doya yaşamalı…
22 Nisan 2011
4 Şubat 2011
Düğün Hazırlıkları
Çeyiz aşamasının temelleri tamamlandı sayılır. Şuanda zevk safhasına geçip ekstraları yapıyorum…
7 Ocak 2011
GECELER
Yıllar önce bırakılmış bir alışkanlık zamanın şartları dolayısıyla sinsi sinsi güler oldu.
Unutulmuş… Bu kadar uzun muydu kış geceleri? Bitsin diye gözüne bakarken hep mi bu kadar ağırdan aldırıyordu? Hep mi bu kadar inatçıydı kendileri…
Eee gençtik o zamanlar inadına inat ayakta dururduk. Şimdi ne uyku bizden yana ne de kış geceleri. Uyku tutmuyor şaka gibi kaçtı mı ipini koparıyor meret. Gece desen bir güzellik yapıp bitivermiyor. Sokağı izliyorum bomboş… Arada araba geçerdi yazları; kışın o da yok. Boş sokağa bak dur; geçmiyor ki zaman. Uzun uzun düşünüyorum. Bilmem kaç sene önce şu bina yoktu. Vay be ne de güzel yaptı adamlar… Şurada bir ağaç vardı, ne zaman kesmişler hayret? Yan taraftaki arsa hala boş… Hırlısı hırsızı mesken tutuyor. Allah’tan gecekonduları yıktılar da barınan yok… Köşedeki apartmana epey taşınan olmuş; fiyatları düşürdüler herhalde.
Sokağı incelemeyeli epey olmuş anlaşılan. Değişiklikler, gelen, giden… Hepsini yeni fark ediyorum:)
Aslında kar yağdığında eğlenceli olur kış geceleri. Sessiz ve sakin düşen kar tanelerini izlersin. Huzur verir insana. Kardaki o huzur… Biriktikçe yerde üzerine basıp geçen olmaz, yorgan gibi kaplar düştüğü yerleri. Usul usul ama hızlı hızlı kaplar kaldırımları. Sessizliği sever kar taneleri…
En çok özlenen de gecenin bu sessizliği… Kendini evde hatta şehirde bir başına hissettiren bu sessizlik… Kendinle baş başa kalabilme şansı. İçine her şeyle yüzleşmek için gaz veren o deli cesaret… Tüm hesap kitapları ortaya dökme zamanı. Haksızlıklar, kabullenişler, görmezden gelişler, “neyse”ler, “ama”lar, “keşke”ler, “iyi ki”ler, “neyse ki”ler, “yine de”ler, “olsun”lar, “geçti gitti”ler… Her bir soruya cevap, her bir sıkıntıya çözüm, her bir çıkmaza yol bulmadan bitmez o gece.
Kafanın içinde planlar yapılır, iş güç sıraya konur, can sıkanlara söylenecek bir çift söz hazırlanır, yeni kararlar alınır...
Gün ışımaya başladıkça biraz umutlu, biraz kararlı, biraz karışık yastığa düşer baş. En azından ne yapacağına karar vermenin huzuru vardır vicdanda. Sokağa, şehre olan vefa borcu ödenmiştir, farkındalıklar artmıştır. Özlem giderilmiştir en çok özlenenle… Kendine doymuştur geceyi uzun uzun bir başına yaşayan… Revize edilmiştir ruh. Eskilerinden tortularından kurtulmuştur…
30 Kasım 2010
Sevda ile Sevdalının Kokusu
Sevdanın bahçesinden geçerken aldığım koku sevdalımın kokusu mudur?
Yoksa o koku sevdanın esas kokusu mudur? Herkes bilir mi sevdanın kokusunu? Yani sevdanın bahçesinden geçen ve orayı mesken tutan herkese gelir mi bu koku?
Sevdanın kokusu var mıdır ki? Sevdanın kokusunu o *rayiha’ya dönüştüren sevdalılar mıdır?
Sarhoş edebilme yüzdesi bu kadar mı yüksektir bu rayihanın? Başta dönme, yüzde daimi gülümseme, yürekte dinmeyen bir kıpırtı, gözlerde ışıltı…
Ey Sevda sen bu kadar mı güzel kokardın? Doyum olmazmış tadına, sadece sanardım… Doyulmuyor, doyulmasın da be Sevda kokuna…
Baştan aşağı yıkandık rayihan ile…
Baştan aşağı koktuk sen diye…
Baştan aşağı kesildik sevda ile…
Şimdi bu bahçe bizim bahçe, bu kokan bizim koku…
Bundan böyle “sevda” bizim adımız…
-----
* rayiha;
tat alma ile koku alma arasında bir "his"setme...
rayiha;
bir cezbe hali...
kokusundan lezzeti hakkında fikir sahibi olabilme yetisi...
rayiha;
adı umut olan bir meyvenin ağız içinde dil ile nefes borusu arasında bıraktığı o eşsiz duyu...
21 Eylül 2010
Hayat...
Hayat kocaman bir sürpriz derlerdi… Anlamazdım…
Yani, öyle laf olsun diye derdim ben de. “Hayat sürprizlerle dolu, Hayat kocaman bir sürpriz…”
Şimdi harika bir resme bakarken hayatın sürprizini izliyorum.
Ben hariç herkesin şaşırdığı o kocaman sürpriz:)
“Nasıl” diye soran akıllar, soru işaretlerine hiçbir cevap veremezken, yüzümde kocaman bir gülümsemeyle ben hayata göz kırpıyordum…
Bir anda karar vermenin tadı bu kadar mı güzel olurmuş… Her seferinde dönüp dönüp resme bakıp “aferin” demek…
Ne kadar güzel bir resim olmuş. Ne kadar da yetenekliymişiz, böyle güzel bir resmi hiçbir usta çizemez ki…
Renklerin uyumu, şekillerin birbirini tamamlaması, desenlerin zenginliği, her ayrıntıda saklı ve daha keşfedilmemiş yığınla mana…
Hayat kocaman bir sürprizsin, bu harika tabloya, resme baktıkça seviyorum seni…